Aldım günbatımı umutlarımı, oturttum karşıma
Yaslanın lütfen dedim arkanıza
Rahat olun.
Ay, güneşe yeniden yol verene,
Yıldızlar sabah uykusuna çekilene dek
Anlatacaklarım var size.
Biliyor musunuz ?
Size varan yollar o kadar engebeli ve virajlıydı ki
Düştüm zaman zaman
Kanadı yüreğim
Üstelik pek çok yokuş tırmanmak gerekti
Ve ne amansız inişlere saplandım gelirken bir bilseniz
Bedenim kör kuyulara ha düştü ha düşecek
Ne uçurum yanı yanlızlıklarından geçtim ah bir bilebilseydiniz
Bugün burada, misafiri olduğumuz bu sofraya gelene dek
Size hasret pek çok zemheriden geçti yüreğim
Ve size hasret pek çok hazan yağmurunda ıslandı bedenim
O yüzden, şimdi tam da bu günbatımında
Karda açan bir kardelen gibi gelişiniz
Yüzümde gördüğünüz gülümseme
Kaç zaman vaktini bekledi bir bilseniz
Ben, ne amansız
Ben, ne zamansız
Ben, ne yorgun diyarlardan geldim ah !
Haydi o zaman vakit, kerahat vakti şimdi.
Bu kadehlerin ilki
Beni bu yola iten rüzgarlara
İkinci kadehler
Buna vesile olan her bir varlığa
Üçüncüler
Vuslatımın bayramı, size
Bir dördüncü kadeh sarsar mı beni bilmem ama
O vakit, o da bu düşü benim gibi görmek isteyenlere kalksın emi !
Hoşbuldum en güzel umutlarım,
Günbatımı hiç bu kadar güzel ve anlamlı olmamıştı
Hoşgeldiniz,
Hoşgeldiniz yarınlarım .
G.B.