Sevmeleri Sevmek

Ekmeğin ucunu severim çıtır çıtır.
Tepsideki böreğin köşelerini yanık yanık…

Reklamlar

Ekmeğin ucunu severim çıtır çıtır.

Tepsideki böreğin köşelerini yanık yanık.

İlla annemin kıymalı makarnası olacak.

Bolonez molonez anlamam ben

Samimi olmayan, sevginin katık edilmemiş halidir o çünkü.

Yoğurdun elde yapılanı makbuldür bana

Gün gibi apakçe parlasın isterim beyazlığı kapağını açtığımda.

Çayın açık olanı geçsin isterim boğazımdan

Demi sohbetindedir çünkü onun.

Çiçeklerin daima şarkı söylediğine inanırım

Doğanın dilsiz melodisini fısıldar her daim kulağıma.

Dalga köpüğünü severim ayaklarıma çarpıp çarpıp kaçan,kumları çekip çekip içine alan

Dikkat çekmeye çalışan afacan bir çocuk gibidir çünkü o dalgalar.

Sonra,

Ağacın yıllanmışını severim.

Vakur duruşunda sakladığı özgüvene yaslarım sırtımı.

İskelenin ucunu severim,

Zihnimin ufkuna yakındır orası.

Ve banklar.

Bankları severim ansızın biri gelir,oturuverir hikâyesiyle yamacına.

Sonu mutlu biten hikâyeleri severim daima

Çünkü bilirim ki sayfalarca aşılmış zorlukların ödülüdür o mutlu son.

Çünkü bilirim ki o hikâyeyi düşleyip kaleme alan o yazar,kimbilir kaç yorgun satırın ardından varabilmiştir o sona.

Şiiri severim delicesine.

Hangi duygular hangi sözcükleri giymiş o mısralarda anlamak isterim

Bilirim ki gayret ister şiir.

Sonra,

Gönlüyle gülümseyen insanları severim

Hayır’ı da Evet’i kadar net olan insanları severim.

Marazlarını kucaklayan insanları kalbimle öpmek isterim.

Velhasıl,

Sevmeleri severim hem de çok.

Gökşen Bozkoyunlu

İncinmek

İncinmişliklerinden incelik doğuranlardan mı, nefret doğuranlardan mısınız?

Reklamlar

Sevgi ve saygıyı korumanın kilit anahtarlarından biridir ince düşünebilmek.

İncinmek, incelik yokdunluğunun yarattığı hassas bir duygudur. İnsanlar kendilerince yaşarken bile, farkında olmadan başkalarını incitebilirler.

En çok kimler incitir bizi hiç düşündünüz mü?

Değer verdiklerimiz.

İnce bir sızı ile çatlar kalbimizin hassas noktası incindiğinde. İğne başı kadar küçüktür başlangıçta o incinen yer. Küçüklüğünün yarattığı sızı içten içe yürütür o çatlağı.

Küsmeyiz, acı duymayız.

Sızlar içten içe.

Yanık yanık.

Sonra incindikçe yürümeye başlar o çatlak kalbimizin çeperinde.

Gün gelir o sızı, acıya evrilir.

İşte o acıdır ki sevginin yitip gitmesine sebep olan.

O acıdır saygının kıvranarak yok olmasının müsebbibi.

Zarar gördüğümüzde uzaklaşırız sevgiden.

Diğer taraftan acıları bilmek, tecrübe etmiş olmak, başkalarına karşı nazik olmamızı sağlar.

Empati girer devreye.

Biliriz çünkü incindiğimizde ne hissettiğimizi.

Yavaş yavaştır incinmiş bir kalbin yıkımı.

Çok iyi biliriz.

İnsanlar yaklaşımlarında tam da burada ikiye ayrılır;

İncinmişliklerinden incelik yaratanlar,

İncinmişliklerinden nefret doğuranlar.

Siz hangi taraftasınız hiç düşündünüz mü?

İnceliklerin kol gezdiği bir gün olsun.

Sevgiyle kalın, farkında kalın.

Gökşen Bozkoyunlu

Exit mobile version
%%footer%%