Ekmeğin ucunu severim çıtır çıtır.
Tepsideki böreğin köşelerini yanık yanık.
İlla annemin kıymalı makarnası olacak.
Bolonez molonez anlamam ben
Samimi olmayan, sevginin katık edilmemiş halidir o çünkü.
Yoğurdun elde yapılanı makbuldür bana
Gün gibi apakçe parlasın isterim beyazlığı kapağını açtığımda.
Çayın açık olanı geçsin isterim boğazımdan
Demi sohbetindedir çünkü onun.
Çiçeklerin daima şarkı söylediğine inanırım
Doğanın dilsiz melodisini fısıldar her daim kulağıma.
Dalga köpüğünü severim ayaklarıma çarpıp çarpıp kaçan,kumları çekip çekip içine alan
Dikkat çekmeye çalışan afacan bir çocuk gibidir çünkü o dalgalar.
Sonra,
Ağacın yıllanmışını severim.
Vakur duruşunda sakladığı özgüvene yaslarım sırtımı.
İskelenin ucunu severim,
Zihnimin ufkuna yakındır orası.
Ve banklar.
Bankları severim ansızın biri gelir,oturuverir hikâyesiyle yamacına.
Sonu mutlu biten hikâyeleri severim daima
Çünkü bilirim ki sayfalarca aşılmış zorlukların ödülüdür o mutlu son.
Çünkü bilirim ki o hikâyeyi düşleyip kaleme alan o yazar,kimbilir kaç yorgun satırın ardından varabilmiştir o sona.
Şiiri severim delicesine.
Hangi duygular hangi sözcükleri giymiş o mısralarda anlamak isterim
Bilirim ki gayret ister şiir.
Sonra,
Gönlüyle gülümseyen insanları severim
Hayır’ı da Evet’i kadar net olan insanları severim.
Marazlarını kucaklayan insanları kalbimle öpmek isterim.
Velhasıl,
Sevmeleri severim hem de çok.
Gökşen Bozkoyunlu