İçimizde kendini bulma sevdasına düşen her kim varsa miniki bir mola vererek, Kafamdaki Fillerin Hepsi Mavi kitabını okumalı. Zira kitap o mânâyı arama yolculuğunuzda bilin ki; varlık ve yoklukla, özgürlük ve tutsaklıkla, aşk ve nefretle, bilgelik ve cehaletle, bencillik ve fedakarlıkla, gerçek evren ve iç evreninizle ve elbette ki hiçlikle çığlık çığlığa yüzleşeceğiniz o gerçek fırtınanın kitabıdır aslında.
Fırtına esnasında o engün okyanustaki azametli dalgalar var ya , onşlar öyle dalgalar ki , rotanızda sizi oradan oraya savuran, savurdukça da giderek sizi sizden koparan, yaşam girdabının tam ortasına sürüklüyor.
İnsanlık, varolduğu günden bugüne, varoluş sebebini de arıyor durmaksızın. İşte tam da bu noktada yazarımız Sevgili Murat Gülen diyor ki; “… İnsan kendini anlamak için felsefeyi,kendini anlatmak için edebiyatı buldu. Kendini sağlama almak için matematiği, kendini göstermek için fiziği buldu. Kendini yaşatmak için bilimi, kendini tanımlamak için coğrafyayı buldu. Ancak ne olduysa oldu ve birden hasreti bulup, kendini unuttu. Çünkü bu duyguya ne şiirler ne anlamlar ne toplamlar ne ispatlar ne şehirler ne de gerçekler yetebildi…”
Murat Gülen’le tanışma kitabım olan bu hikayenin bazı satırlarıyla saatlerce bakıştım biliyor musunuz ? Okudum, tekrar okudum. Sonra an geldi durdum,mola vermek istedim. Neden biliyor musunuz ? Ufkumu açan o satırları sindirmeye ihtiyacım olduğu için.
Ne karakterleri ne de hikayeyi anlatmayacağız elbette ki. Dilerim bu satırlarla siz de buluşur, benliğinize ufuk açacak kesitlerle siz de karşılaşırsınız.
Bende mânâsı ile çokça örtüşen o cümle ile sizi başbaşa bırakıyorum.
“Ölümün karşıtı yaşam değil, özgürlüktü.”
Murat Gülen
okumalıyım