47 yaşımın ilk ayını doldurmak üzere olduğum şu günlerde düşüverdi aklıma ‘Sayılar’.

Neydi bu sayılardaki tılsım? Var mıydı gerçekte böyle bir etki?

Her söze, fotoğrafa, anıya, insana yüklediğimiz anlamların ardındaki o ev sahibi sayılar, birer sayı olmanın dışında gerçekte ne ifade ediyor bizler için? Bu yüzdendir ki tıpkı şu an olduğu gibi sayılar, ilham verir bazen satırlara.

Mutlu sonlar yaratmak için varılması gereken bir liman olur bazen sayılar. Kimi zamansa yeni başlangıçlar yaratmanın itici gücü. İlklerin müjdecisi, unutulmazların adı kadim sayılar. Skorların arasına sığar sevinçler mesela. Gurur kaynağı olup özgüven aşılarlar bazı zamanlarda.Ve yaşını hatırlatır insana – ki en gerçeği de bu olsa gerek. Hey gidi hayat abaküsü sayılar!

Bir de insana yaşadığını hatırlatan sayılar vardır. Çünk her biri yaşam ve dil tecrübesinden geçmiş, dile geldiği anda çoğumuzda aynı çağrışımları yaparlar. O sayılar ki, farkında olmasak da hafızaya atılan koca birer kancadırlar aslında. Safî bir sayı, insanı hüzne gark edebilir mi sizce? En büyük heyecanı hissettirebilir mi kalbimizde, zihnimizde? Tarihleri, bize hissettirdiklerinden ötürü anlamlı kılan birer imza değil midir aslında sayılar? Kâh garantinin kalesindeki bir bekçi, kâh o kaleye örülen ağların adı değil midir  her biri ayrı iz bırakan sayılar?

Çocuk yaşta sahiplenmeye başlıyoruz sayıları. Hepimizin bir 1’i, ilki var. İlk sözcük, ilk doğumgünü, ilk aşk, ilk travma, ilk korku, ilk sınav. Kimi için yaşam sebebi, kimi için safî rakam. yaşadığımızın farkında olmamızı sağlayan, işaretten öte sayılar. Her sayı, her birimizde başka çağrışımlar yapar.

Misal; 36,5.

Vücut ısımızı dengede tutan yaşamsal ateşin ortalama değeri olmasının ötesinde ne anlattı size bugüne kadar? Tuttuğum o ellerden bir gün uzaklaşmak ve ebediyete kadar ona varamayacağımın gerçekliğinin sınırıdır 36,5 bana. Bedenin yaşamdan çekilmeye başladığının sıratı olmuştur 37 yaşımın kasımpatı ayında 36,5 bana. bendeki mânâsı buydu işte. Ya sizde?

Bazı sayılar da var ki adını işittiğimizde hepimizin zihninde aynı şey akseder. 10 numaranın enerjisini kim sevmez? Kaç anı var heybenizde bunu 10 numara yaşadım dediğiniz?

Sayıların çağrışımından bir bilmece oynasak. Sorsam size 5, ne hatırlatır size? Benim kuşağım bilir. ‘Aferin’dir 5. 10 ve 100 çıkıp namertlik bozulmadan önce.

13 ne çağrıştırıyor zihninizde? 13’ün garabeti kaçımızı vurdu? Kaç otel 13 numaralı odadan mahrum hiç düşündünüz mü? Hey gidi kaderi dışlanmışlıkla yazılmış 13!

18’e ne dersiniz? hangimizin yüreğinde kelebekler uçurtmadı ki 18? özgürlük sandığımız, hür iradenin kapı anahtarı değil miydi o? Reşitliğin tek kelimelik sığ adı.

35 desem mesela? Hangimizin aklına Cahit Sıtkı Tarancı gelmez ki?

1923’de kaçımızın gözle duman duman?

Saat 9’u 5 geçe’nin hüznüne kaçımız gark olmayız?
29 gücünü kullanarak yazdığım bu satırlar hangimize alfabeyi hatırlatmaz ki?

52’nin hüznü 1 yılın yaşanmışlığının ağırlığına eş değer değil mi sizce?

Milenyum desem peki hangi sayı oturur zihninize?

90-60-90’ın cazibesine kapılmayan kaç kişi var?

5 vakit desem, kutsal ibadet aklından geçemeyen var mı?

Nokta atışı desem peki? 12’yi gözünden tanımayacak kimse var mı aramızda?

4+4+4 desem kaç anne baba kalayı bazmaz eğitimin yüzüne yüzüne. Ey gözünü sevdiğim 5+3+3!

4 yapraklı desem, ‘Aaaaa o ne ki, 5 yapraklısı makbul onun’ diyen kaç kişi çıkar aramızdan?

Peki 4 yıl desem, yaşamdaki o kritik 4 yıl hani? Hangimiz üniversite anılarına demir atmaz şimdi?

6 ay, 8 ay, 12 ay, 18 ay örüntüsü sıralasam hangi erkek işe uyanmaz ki? Unutulur mu atılan o çentikler?

9 ay? Hangi anne olmuş kadının yüzüne bir gülümseme oturmaz? Ne çekti ne yaşadı o bilir.

Peki 40? hangi mevlütte kimin ardından dua ederken buldunuz kendinizi?

Maşallah’ın gücünü 41’den aldığı doğru mu gerçekten?

Madenleri değerli kılan ayarları değil mi? Kaç karat parmağınızdaki? 24 ayara ne demeli? Hoş bugünlerde değil madenler hepimizin ayarlarıyla da eğeyce oynandı desem bir acı tebessüm hangimizin yüzüne oturmaz? 5’i 1 yerde’yi kaçımız gördük? Kim kaybetti ki?

1’inci gelmenin heyecanına kaçımız kapıldık? Kaç ilk yaşandı hayatınızda şimdiye dek? Pastadaki mumların sayısı neleri hatırlattı size? Kaç mumun ardına sakladık ruh yaşımızı? Umutlarımızı, keşkelerimizi, rağmenlerimizi.

Maç skoru 1-0 olduğunda kaçımız zıplayıverdikyerimizden veya kaçımız mıhlandık koltuğa? Kaç skor sığdırdık yaşamımıza? İyi mi ettik, ne ettik biz bize?

Kaç numara ayakkabı giyiyorsunuz diye sorsam ? Ben 35 desem, ne de minnoş gelir değil mi ayaklarım size? Peki ya 45 dediğimde? “Ey maşallah! Kürek gibiymiş ayaklarınız” demez misiniz?

Aldığımız maaşın sonundaki o 0’lar kaçımıza kahırlar, kaçımıza sevinçler yaşattı? Oysa bilirdik ki sonunda kaç 0 olursa olsun başındaki 1 idi lokomotifi sürükleyen. Öğretilmedi mi bize 1 her zaman 0 ‘dan üstündür diye?

2+2’nin 4 ettiğine kaçımız hangi sebeplerden kâni olamadık?

Hayatının herhangi bir evresinde çıktığı veya indiği mardivenleri saymamış ya da yürüdüğü yolun sonunda telefonundaki adım sayara bakmayan kaç kişiyiz mesela?

Hangimiz sevdik mezar taşının sonunda yazan o tarihi? mıh gibi kazınmadı mı hücrelerimize?

1 kilo kaçımızın yaşamında sorun olmadı ki? 2’nci olmanın düş kırıklığını kaçımız yaşadık veya kamçısını hissettik sırtımızda?

Kendine koyduğu okuma hedefini tamamlayabilmiş kaçımız varız, el kaldırsın?

kaçımız babamızın öldüğü yaştayız?

Yaşamınızdaki dönüm noktası neresi diye sorsam o dönemeçteki yaşı aklına gelmeyen kim olaki?

Biriyle tanıştığında onun yaşını merak etmeyen var mı?

Kaçımız günde 3 öğün yemeklerden sonra ilaçlarla devam ediyoruz geri kalan günlerimize?

Ömrümüzün son kaç yılı, mevsimi, ayı, haftası, günündeyiz kim bilir ?

Sonu hüsran olan kaç badire atlattık, direndik mi yoksa vaz mı geçtik?

Kaçımız evladımızın 1 damla gözyaşına 1 ömür vermez ?

Ey hayatın abaküsü! Söyle bana,

Bir kelebeğin ömrü kaç gün?

 

Gökşen Bozkoyunlu, Ocak 2024