Umurunu Umutsamak

Umurunu Umutsamak

Bazen beklemek yorar insanı.

Öyle böyle yorulmak değil hani.

Çünkü o beklemek, o kadar çok şeyin ardından,

Avucunda kalan tek taş olmuştur

Çok şey göze almış, çok gayret göstermiştir aslında

Göstermiştir de,

Kıymet görecek midir bilinmez

Bazen yorar insanı çok beklemek

Hani yıldızlar anlaşır bazen

Buluşur ortada birleşince koskocaman bir ışık huzmesi doğar yüreğine güneş misali

İnsan bazen söylediklerinde gizlidir

İyi ki dersin de sonu üç noktayla nihayetlenmiş bir “İyi ki”

Öyle bir an gelir ki

Beklemek kalmıştır elinde avucunda

Buluşma saatini bekleyen

Körpe aşıklar gibi.

Sonu üç noktaya gebe,

Natamam bir cümlenin

Gizli öznesiydin sen.

En çok,

Yüklemindeki o bilinmez vurguya sığındım ben.

Öyle bir cümleyle gel ki, razıyım

O vakit yüreğim dursun.

Adını; umurunu umutsamak koydum.

Gökşen Bozkoyunlu

Sevmeleri Sevmek

Ekmeğin ucunu severim çıtır çıtır.

Tepsideki böreğin köşelerini yanık yanık.

İlla annemin kıymalı makarnası olacak.

Bolonez molonez anlamam ben

Samimi olmayan, sevginin katık edilmemiş halidir o çünkü.

Yoğurdun elde yapılanı makbuldür bana

Gün gibi apakçe parlasın isterim beyazlığı kapağını açtığımda.

Çayın açık olanı geçsin isterim boğazımdan

Demi sohbetindedir çünkü onun.

Çiçeklerin daima şarkı söylediğine inanırım

Doğanın dilsiz melodisini fısıldar her daim kulağıma.

Dalga köpüğünü severim ayaklarıma çarpıp çarpıp kaçan,kumları çekip çekip içine alan

Dikkat çekmeye çalışan afacan bir çocuk gibidir çünkü o dalgalar.

Sonra,

Ağacın yıllanmışını severim.

Vakur duruşunda sakladığı özgüvene yaslarım sırtımı.

İskelenin ucunu severim,

Zihnimin ufkuna yakındır orası.

Ve banklar.

Bankları severim ansızın biri gelir,oturuverir hikâyesiyle yamacına.

Sonu mutlu biten hikâyeleri severim daima

Çünkü bilirim ki sayfalarca aşılmış zorlukların ödülüdür o mutlu son.

Çünkü bilirim ki o hikâyeyi düşleyip kaleme alan o yazar,kimbilir kaç yorgun satırın ardından varabilmiştir o sona.

Şiiri severim delicesine.

Hangi duygular hangi sözcükleri giymiş o mısralarda anlamak isterim

Bilirim ki gayret ister şiir.

Sonra,

Gönlüyle gülümseyen insanları severim

Hayır’ı da Evet’i kadar net olan insanları severim.

Marazlarını kucaklayan insanları kalbimle öpmek isterim.

Velhasıl,

Sevmeleri severim hem de çok.

Gökşen Bozkoyunlu

YA VARSA?

Ya başındaysak yolun,

Sonuna vardığımızı düşünüyorken

Ya tam da kirazlar açmaya yüz tutmuşken vazgeçtiysek

Ya tam gülümseyecekken yâr,

Olmayacak deyip ardımıza bakmadan yürüyüp gittiysek

Ya tam seslenecekken gönül bize,

Kapadıysak kulaklarımızı

Ya bir başlangıcın arefesindeysek her şey bitti derken

Ya o engelin ardında gül bahçeleri varsa

Ya varsa?

Vazgeçme

Söyle yüreğine az sabretsin

De ki;

Dayan

O kapının ardı bahar,

O kapının ardı umut,

O kapı sevdalara açılacak

O kapı aydınlık yarının kapısı

Tut kolundan açıver

Korkma!

Gökşen Bozkoyunlu / 25.07.2022

Hiçlik Yolunda

Bir ırak iklimin peşine düştük tüm benliğimizle

Yamacımızda çırpınan rüzgârın azametini hissedemeden

Hüznümüzün ayak ucunda açan papatyaları eze eze

O kadar kaygılıydık ki

Güneşin güne vedasına koştuk durmadan

Oysa guruba meyletmeyi düşünemedik hiç

Yokuşları gördü gözlerimiz sadece yürüdüğümüz yollarda

Oysa engin bir okyanus vardı sol yanımızda

Mecalimiz yoktu dönüp te bakmaya

Öylesine mavi , öylesine uçsuz bucaksızbir özgürlük

Ah keşke

Ayağımıza takılan taşları dert etmekle meşguldük dümdüz ovada

Ulaşmayı düşlediğimiz ne varsa eze eze geçtik üzerlerinden

Bilmeden, görmeden, hoyratça

Sonra,

Bir türlü varamadığımız o uzak iklim yolunda

Umutlarımıza veda ettik

Ömrümüzü yitirdik

Kursağımızda kalmış bir hevese boyun eğiverdik en sonunda

Ne ben olabildik ne de bir biz

Bilmedik, bilemedik

Hiçliğin bir çokluk iklimi vardı kalbimizde

O da son nefesle ayaza kesti bedenlerimizi.

Gökşen Bozkoyunlu

18.06.2021

Hoşgeldiniz Yarınlarım

Aldım günbatımı umutlarımı, oturttum karşıma

Yaslanın lütfen dedim arkanıza

Rahat olun.

Ay, güneşe yeniden yol verene,

Yıldızlar sabah uykusuna çekilene dek

Anlatacaklarım var size.

Biliyor musunuz ?

Size varan yollar o kadar engebeli ve virajlıydı ki

Düştüm zaman zaman

Kanadı yüreğim

Üstelik pek çok yokuş tırmanmak gerekti

Ve ne amansız inişlere saplandım gelirken bir bilseniz

Bedenim kör kuyulara ha düştü ha düşecek

Ne uçurum yanı yanlızlıklarından geçtim ah bir bilebilseydiniz

Bugün burada, misafiri olduğumuz bu sofraya gelene dek

Size hasret pek çok zemheriden geçti yüreğim

Ve size hasret pek çok hazan yağmurunda ıslandı bedenim

O yüzden, şimdi tam da bu günbatımında

Karda açan bir kardelen gibi gelişiniz

Yüzümde gördüğünüz gülümseme

Kaç zaman vaktini bekledi bir bilseniz

Ben, ne amansız

Ben, ne zamansız

Ben, ne yorgun diyarlardan geldim ah !

Haydi o zaman vakit, kerahat vakti şimdi.

Bu kadehlerin ilki

Beni bu yola iten rüzgarlara

İkinci kadehler

Buna vesile olan her bir varlığa

Üçüncüler

Vuslatımın bayramı, size

Bir dördüncü kadeh sarsar mı beni bilmem ama

O vakit, o da bu düşü benim gibi görmek isteyenlere kalksın emi !

Hoşbuldum en güzel umutlarım,

Günbatımı hiç bu kadar güzel ve anlamlı olmamıştı

Hoşgeldiniz,

Hoşgeldiniz yarınlarım .

G.B.

WordPress.com.

Up ↑

%d blogcu bunu beğendi: